Çocuklar neden eskisinden daha takıntılı ve öfkeli? Uzmanlar uyarılarını sıraladı

Takıntı, yinelenen alışkanlıklar, davranışlar veya düşünceler olarak tanımlanabilir.

Özellikle 2-5 yaş arasındaki çocuklarda bu tür tekrarlayan davranışlar sıkça görülür.

Ebeveynler için bu durum bazen sıkıcı olabilir, ancak çocuklar için oldukça anlamlı olduğu biliniyor.

Örneğin, aynı masalı defalarca dinlemek ya da aynı çizgi filmi izlemek, sürekli aynı oyuncakla oynamak veya aynı kıyafetleri giymek isteyebilirler.

Rutinler ve tekrarlar, çocukların kontrolü elinde hissetmesine, dış dünyayı daha iyi anlamasına ve güven duygusu geliştirmesine yardımcı olur.

Gelişim sürecinde, genellikle 4-5 yaş civarında, bu takıntılar azalmaya başlar.

Eğer bu yaşlarda takıntılı davranışlarda bir azalma gözlenmiyorsa, çocuğun dikkatle gözlemlenmesi ve gerektiğinde uzman bir danışmana başvurulması önerilir.

Aksi takdirde, bu tür davranışlar çocuğun yaşamını olumsuz etkileyebilir ve kaygı veya huzursuzluüa neden oldu.

Prof. Dr. Burcu Özbaran, pandemi döneminde evde daha fazla zaman geçiren çocukların bilgisayar oyunlarına bağımlılık geliştirdiğini belirtti.

Prof. Dr. Burcu Özbaran, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Özellikle bağımlılık yapan oyunlardan uzak durmak istendiğinde, çocuklarda öfke, takıntı ve kaygı gibi davranışlar gözlemlenebiliyor. Şu anda ebeveyn denetiminin yetersiz olduğu bir dönemdeyiz ve bu durumu düzeltmek önemli.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2021 yılında düzenli internet kullanan 6-15 yaş arası çocuklar, haftada ortalama 12 saat 25 dakika ders çalışmak için, 6 saat 59 dakika ise ders dışında internet kullanmışlar. Çocukların çevrimiçi derslere katılım oranları iyi olsa da, dijital oyunlar da önemli bir yer tutuyor. Eğitim amaçlı kullanım desteklenirken, bağımlılık yapan oyunların kullanımının sınırlandırılması gerekiyor. Bu oyunlar, uzun vadede akademik başarıyı olumsuz etkileyebilir.”

Çocuk ve Ergen Psikoloğu Miray Sanan, çocuklardaki takıntılar hakkında şunları aktardı:

“Takıntılarla başa çıkmak, ebeveynler için zorlayıcı olabilir. Çoğu zaman, nasıl tepki vereceklerini bilemezler ve çocuğun gelişimini olumsuz etkileyebilecekleri konusunda endişelenirler. Takıntılı davranışların kaynağına bakıldığında, ebeveyn tutumları, genetik faktörler ve kişilik özellikleri etkili olabiliyor. Araştırmalar, aşırı korumacı ve mükemmeliyetçi ebeveyn tutumlarının, çocuklarda takıntılı davranışları artırabileceğini gösteriyor. Endişeli anneler ve mesafeli, yoğun babaların tutumları da çocuklardaki takıntılı davranışları pekiştirebiliyor. Tuvalet eğitimi sırasında çocuğa baskı yapmak ve temizliği çok vurgulamak da takıntılı davranışların pekişmesine neden olabiliyor. Çocuklar, model aldıkları kişilerin davranışlarını taklit ederler. Eğer ebeveynler evde aşırı temizlik ve düzen konusunda takıntılıysa, çocuklar da bu davranışları öğrenirler. Ebeveynlerin, bu süreci sabırla yönetmeleri ve çocuklarının takıntılı davranışlarını anlamaya çalışmaları önemlidir. Çocuğunuzun takıntılı davranışlarının arttığını ve yaşamını olumsuz etkilediğini fark ederseniz, uzman bir danışmandan yardım almanız önerilir.”

Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi, öfkeli çocuklarla başa çıkma konusunda şu tavsiyelerde bulundu:

“Öfke nöbetleri sırasında çocuklar çeşitli tepkiler verebilir. Bağımsızlık arzusu ve ebeveyn bağımlılığı arasındaki çatışma, öfke nöbetlerine neden olabilir. Öfke, engellenme sonucu ortaya çıkan bir duygudur ve çocuğun öfkesini yaşamasına izin vermek, ona karşı öfkeyle tepki vermekten daha iyidir. Çocuğunuz sinirlendiğinde, onun neye sinirlendiğini anlamaya çalışın ve sakin kalın. Öfke nöbeti sırasında çocuğa bağırmak veya onu cezalandırmak yerine, onunla ilgilenmeyen gibi davranın, ancak yanından ayrılmayın. Çocuğunuzun sinirlilik hali devam ediyorsa, profesyonel yardım alın.”

ÇOCUKLARDA TAKINTILARLA İLGİLİ ÖNEMLİ DETAYLAR…

Takıntı hastalığı, bin çocuktan 3 ila 9’unu etkileyen bir durumdur ve en sık 7 yaş civarında görülür, ancak ortalama başlangıç yaşı 10’dur.

Takıntı, istenmeyen, uygunsuz ve sıkıntı yaratan yineleyici düşüncelerdir. Çocuklar, bu düşünceleri baskılamaya veya başka düşünceler ve eylemlerle etkisiz hale getirmeye çalışır, ancak genellikle başarısız olur ve bu da artan bir huzursuzluğa yol açar.

Her çocukta zaman zaman takıntılar görülebilir, ancak takıntılar çocuğun yaşam kalitesini ve işlevselliğini bozacak düzeye ulaştığında, bir psikiyatrik durum olarak değerlendirilmeli.

Çocuklarda en sık görülen takıntılar şunlar:

• Kirlilik

• Hastalık bulaşacağı endişesi

• Kötü bir şey olacağı düşüncesi

• Aileden birinin öleceği veya hastalanacağı korkusu

• Simetri

• Cinsel içerikli düşünceler

• Yasak veya şiddet içeren düşünceler

• Anlatma, sorma ve onaylatma ihtiyacı

Çocuklarda bu takıntılara karşı gösterilen davranışlar ise şunlardır:

• Sık sık ellerini yıkama

• Her şeyi kontrol etme

• Aşırı düzen ve tertip

• Her şeyi sıralayarak yapma

• Anlamsız saymalar

• Dokunma

• Tekrarlama

• Biriktirme

• Tekrar tekrar düşünme

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir